AKP iktidarı salgında halkın sağlığını koruyacak gerçek tedbirlere yoğunlaşmak yerine salgını bir fırsata çevirmenin peşinde.

• Meclis’ten geçirilen yasa ile çocuk istismarcılarına, tecavüzcülere af çıkarıldı. Daha önce de denenen ancak toplumsal tepki nedeniyle geri çekilen bu yasa, salgın fırsat bilinerek bir gece yarısı Meclis’ten geçirildi. Siyasi tutuklular ve gazeteciler ise bu yasa kapsamı dışında bırakıldı. Salgının cezaevlerine de yayıldığı Adalet Bakanı tarafından açıklanmışken alınan bu karar iktidarın derdinin salgına karşı önlem almak değil; salgın bahanesiyle cinsel suçluları kurtarmak olduğu açık bir biçimde ortada.
  
  
• Hatırlanacağı üzere belki de dünya tarihinde ilk olarak maskelerle Kanal İstanbul ihalesi yapılmıştı. Bugün de Salda gölünde dozerler geziyor. Salgının en önemli kaynaklarından birisinin, doğanın yıkıma uğratılarak ekolojik dengenin bozulması olduğu biliniyor. İktidar ise salgın dönemini fırsat bilerek doğanın talanında acımasız yeni adımları atmanın peşinde.
  
  
• Dikkatten kaçırılarak atılan bir başka adım da Türk Hava Kurumu’na ait uçak ve taşınmazların satışı için açılan ihaledir. 2 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazete’de, Türk Hava Kurumu’na ait 11 yangın söndürme uçağı ve 10 taşınmazın satış ihalesinin 13 Nisan 2020 tarihinde yapılacağı duyurulmuştur. Bu ihale, kamuya ait olan varlıkların talan edilmesi programına duyulan sadakate Covid-19 salgınının dahi engel olamadığını göstermektedir. Orman yangınlarının yaşanmaya başlanacağı bir döneme girmişken; geçen yılın acı dersleri ortada dururken yangın söndürme uçaklarının satışa çıkarılması ve orman yangınlarının özel şirketlere kar sağlayacak bir iş olarak görülmesi kabul edilemez.
  
  
• Bu bir kaç günde atılan bu üç adıma bakarak bu iktidarın ülkemiz için nasıl bir akıl dışılığı ve yıkımı temsil ettiğini ortada. Bugün tam da ekolojik yıkımın durdurulmasının; toplumsal adalet ve dayanışma duygusunu geliştirecek adımlar atılmasının; özelleştirmenin yerine kamucu çözümlerin ortay konulması gerekirken atılan bu adımlar bu iktidarın yönetme aklını ve sorumluluğunu tümüyle kaybettiği bir rant şebekesine dönüştüğünün kanıtıdır.

Ülkemizi bu karanlıktan çıkarmak ancak bizlerin kamucu, toplumsal dayanışma ve adaletten yana mücadelesiyle mümkün olabilecek. Gün birbirimize sahip çıkma, halkın sorunlarını halkın dayanışması ve mücadelesiyle çözme günüdür.