Yapılan açıklamalara göre Çatalzeytin’de, Bozkurt’ta, Küre’de ve İnebolu’da bulunan geçici köprüler zarar görerek kullanılamaz hale gelmiştir. Dahası, geçtiğimiz yıl yaşanan taşkın felaketinden etkilenen 55 köprünün bir kısmının ihale süreçlerinin halen devam ettiği ifade edilmektedir. Sel felaketinde yaşanan can ve mal kayıpları dün gibi hatırdayken, aradan geçen bunca zamanda köprülerin ihalelerinin bile tamamlanmaması iktidarın insan hayatına ver(me)diği önemi açıkça göstermektedir!
Yetkililer her felaket sonrası yaptıkları gibi sorumluluktan kaçmaktadır. Hatta sorumluluğu doğaya yükleyerek felaketlerin gerçek sebeplerini gizlemeye yeltenmektedir. Yaşanan her kuvvetli yağış sonucunda benzer bir manzarayla karşı karşıya kalmamız tesadüf değildir. Bu durum yalnızca aşırı yağışlarla açıklanamayacağı gibi sorumluluktan kaçarak da çözülemeyecektir.
Aşırı yağışlar, iklim krizinin derinleşmesiyle birlikte, özellikle Karadeniz bölgesi için ciddi riskler barındırmaktadır. Dere yataklarının imara açılması, derelerin deniz ile bağının kesilmesi, dere yataklarına beton dökülmesi, yanlış ıslah çalışmaları gibi dere yataklarına yapılan müdahaleler; HES'ler, taş ocakları, madenler ve beton yollarla bitki örtüsüne ve özellikle ormanlara yapılan tahribatlar, toprağın geçirgenliğini engelleyen müdahaleler; plansız, çarpık ve rantçı kentleşme politikaları ve bu politikaların getirdiği altyapı yetersizlikleri aşırı yağışların bir felakete dönüşmesinin gerçek sebepleridir. Bunlara yönelik gerekli önlemler alınmadığı takdirde, çok daha acı sonuçlarla karşılacağımız ortadadır.
Geçtiğimiz yıllarda Karadeniz bölgesinde doğayı şirketlere sermaye olarak açan rantçı politikalar sonucu onlarca insanımız hayatını kaybetmiş, yurttaşlarımızın evleri ve tarım arazileri tahrip olmuştur. İktidar, halkımızın yaşadığı acılara karşı her seferinde yinelediği “kader, fıtrat ve dünyada da oluyor” sözlerini derhal bırakmalı ve sorumluluğunu üstlenmelidir. Acil önlemler derhal alınmalı ve doğa yıkım politikalarını terk etmelidir.
Bu doğrultuda acilen,
Karayolları Gen. Müd., İl özel idareleri ve Belediyeler arasında uyumlu ve birbirini tamamlayan projeler geliştirilmeli, ayrıca kurumların çalışanlarının nitelik ve nicelikleri artırılmalı, etkin ve hakim bir kamu iradesi oluşturulmalı,
- TMMOB gibi meslek örgütlerinin ve bilim insanlarının çalışmaları dikkate alınmalı,
Önlem alınmadığı takdirde aşırı yağışlarla birlikte bağıra bağıra gelecek olan sel felaketleri sonucu halkımıza ve canlılara yaşatılacak olan can ve mal kaybının, süregelecek acıların sorumlusu zamanında önlem almayan iktidar olacaktır!
Hiçbir can sermayenin rant politikalarına, liyakatsiz yönetimlere kurban edilemez!
Bütün merkezi ve yerel yetkilileri ve sorumluları bir kez daha uyarıyor ve önemle tekrar ediyoruz;
Bilimle ve doğayla inatlaşmayın!
SOL Parti EKOLOJİ ÇALIŞMA GRUBU