ÜLKEYİ BATIRDILAR

İKTİDARDA KALMAK İÇİN ŞİMDİ DE SAVAŞ SENORYOSU

OPERASYON PLANI BİR DIŞ POLİTİKA HAMLESİ DEĞİL,

TÜMÜYLE İÇ POLİTİKA HAMLESİDİR

Suriye’de yeni bir operasyon hazırlığı “müjdeleniyor”!

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk çıkışının ardından, MGK kararlarında da Suriye’de yeni bir operasyonun sinyalleri verildi.

Böyle bir operasyonun “ulusal güvenlik”le hiçbir ilgisinin olmadığı açıktır. Bu operasyonlar AKP-MHP iktidarının ikbal operasyonudur.

Toplumsal desteklerini kaybeden ve hızlı bir çözülme sürecinde olan siyasal İslamcı rejim, siyaseti askeri müdahaleyle, etnik bir kutuplaşma temelinde domine etme arayışındadır. Bu operasyon, bu anlamda bir dış politika adımı değil, tümüyle iç politika hamlesidir!

Her gün yeni zamlar, hayat pahalılığı ve işsizliğe çözüm bulamayan iktidar, toplumu etnik ve mezhepsel temelde kutuplaştırarak gerçek sorunların üzerini örtmeye çalışıyor.

Hamasi bir ortam yaratarak, toplumsal muhalefetin bölünmesi, özellikle Kürt siyasi hareketinin dışlanması hesap edilmektedir.

Yaratılacak bu kutuplaşma atmosferi içinde bir tür OHAL altında yönetmenin ve seçimleri de bu baskı koşullarında gerçekleştirmenin taşları döşenecektir.

İktidarın muhalefeti ve toplumu parçalamaya, pasifize etmeye yönelik hamlelerine karşı duracağız; her tür ayrıştırma politikasına karşı ezilen halkın birliği ve dayanışmasını güçlendirmek için mücadele edeceğiz.

Çözüm Operasyon Değil

Suriye Rejimiyle Diyalog ve Barış

Suriye’ye operasyon çözüm değil, çözümsüzlükte ısrar demektir.

AKP, CIA yetiştirmesi cihatçı güçlerle yaptığı iş birliği ile Suriye iç savaşını derinleştirdi. Rejim değişikliği ve Suriye’nin parçalanmasıyla bir cihatçı iktidar alanı oluşturulması hedeflendi.

Bu cihatçı-fetihçi dış politika Suriye’nin parçalanmasında önemli rol oynadı. Suriye, fiilen üçe bölünerek, ABD başta olmak üzere büyük güçler arasında paylaşıldı.

Yaratılan yıkımın bir başka sonucu olarak ülkemiz büyük bir sığınmacı kriziyle karşı karşıya kaldı.

Bugün de “güvenli alan” adı altında bir cihatçı iktidar alanı oluşturulmaya çalışılıyor. ABD’nin başından bu yana hedeflediği Suriye’yi parçalama politikasında ısrar ediliyor.

Bu yanlış politikaların, askeri operasyonların faturası da zaten büyük bir yoksullukla boğuşan halkın sırtına yüklenecektir.

Suriye’de çözüm askeri operasyon değil, Suriye rejimiyle diyalog ve barıştır.

ABD emperyalizminin Suriye ve bölgemizdeki yıkımına, tahakküm ve askeri varlığına son vermek; Suriye’nin ülke bütünlüğü içinde demokratik, laik ve bir arada yaşamı temel alan barışçıl çözümün yolunu açmak için mücadele edilmelidir.

Bunun için de öncelikle ülkemizi mevcut iktidardan ve onun ABD güdümlü fetihçi-mezhepçi dış politikasından tümüyle kurtarmak şarttır!