Kentlerimiz Olası Bir Deprem Tehdidine Karşı Daha Savunmasız
YIKIM ve FELAKETE DAHA AÇIK HALDE!
17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depremi’nin 23. Yılında kaybettiklerimizi bir kez daha özlemle anıyoruz. Bu büyük yıkımın ve yaşadığımız toplumsal felaketin boyutları gerekliliğini ortaya serildiği günümüzde, kentlerimizin olası bir deprem tehdidine karşı daha savunmasız, yıkım ve felakete daha açık hale getirildiğini görüyoruz.
23 yılda daha büyük yıkımlara zemin hazırlayan sermaye birikiminden toplumsal ve kültürel alana uzanan bir hegemonya inşa edildi: -İmar planları depreme hazırlık yerine kentsel rantın dağıtımı için kullanıldı; ulaşımdan barınmaya kentin imar planında teknik, bilimsel ve mesleki gereklilikler göz ardı edildi. -“Kentsel dönüşüm” kentlerin yeniden yapılandırılması ve depreme dayanıksız binaların yenilenmesi için değil, kamusal alanlar, kent merkezleri, kıyılar, sit alanları gibi ortak varlıkları sermaye gruplarının kullanımına açma işlevi gördü. -Bağımsız, bilimsel denetim yapan meslek odalarının faaliyetleri kısıtlandı. -Afet toplanma alanı statüsündeki park, bahçe ve meydanlar, yapılaşmaya açıldı; AVM, otopark vb. inşaa edilerek betona boğulan kentlerde afet sonrası sığınılacak güvenli alanlar ortadan kaldırıldı. -Sosyal ve kültürel etkileşim de kentin rant sağlayacak alanlarının yeniden inşası, kent yoksullarının sürgünü üzerine oluşan yeni konut çevreleri ve kamusal alanların talanı yoluyla iktidar eliyle yeniden düzenlendi! Bunca yıllık hasar, bu süreçte yaşanan felaketler gibi bundan sonra yaşanacak felaketlerin sorumluluğunun da deprem vergilerinin hesabını dahi veremeyen AKP iktidarında olduğunu ortaya koymaktadır. Benzer felaketlerin tekrar yaşanmaması için ranta dayalı, piyasacı, kamusal denetimi ve kamu yararını hiçe sayan politikaların terk edilmesinden başka yol yoktur. Herkesi doğa, kent ve yaşam odaklı bir ülke kuruluşu için mücadele çağırıyoruz. Yaşamlarımız için bu yıkımı ve talanı durduracağız!SOL Parti Kent ve Ekoloji Çalışma Grubu