Kanal İstanbul’a Geçit Vermeyelim!

Haber

 

YAŞAM VE BAĞIMSIZLIK İÇİN KANAL İSTANBUL’A GEÇİT VERMEYELİM!

Cumhurbaşkanının, iktidarının bekası için bir güç gösterisi veinatlaşma haline getirdiği, rant, talan ve emperyalizme biat politikalarının devamı olan Kanal İstanbul Projesi için 26 Haziran’da temel atma töreni yapılacağı iddia ediliyor.

Halbuki bu tören, iktidarın propagandasını yaptığı gibi Kanal İstanbul Projesi için değil, Kuzey Marmara Otoyolunun bağlantı yollarından birine ait olan ve Sazlıdere Barajı’nın geçilmesine hizmet edecek bir köprü ve kavşak projesi için yapılacaktır.

İktidar, işte bu göstermelik temel atma töreni ile; belli ki,birtakım taahhütler verdiği yabancı ve yerli sermayedarlara karşı sözünde durduğu ve proje sürecinin işlediği görüntüsünü vermeye çalışmaktadır. Onların, kendi iktidarlarının devamı için verdikleri sözler, halkımızın geleceğine, İstanbul’a yapılan bir suikasttır.

Kanal İstanbul’un üzerinden geçmesi planlanan köprülerden biri olacağı iddia edilen bu yol ve köprü için atılacak olan temel aslında ekolojik ve biyolojik değerlerin, tarım alanlarının, su kaynaklarının, sit alanlarının, yaşamın, İstanbul’un ve ülkenin temelini dinamitlemek anlamındadır.

Kanal İstanbul Projesinin sebep olacağı çevre sorunları:

Marmara Denizi, İstanbul ve Marmara Denizi’nin çevresinin atıklarıyla kirlenmektedir. Karadeniz’in Marmara’dan yaklaşık 30 cm kadar yüksek olması nedeniyle, Karadeniz’den Marmara’ya doğru üstten gelen devamlı akıntı ile Marmara Karadeniz tarafınca da kirletilmektedir.

Üstten gelen bir akıntı ve alttan karşı yönde bir akıntı ile Marmara ile Karadeniz kendi arasında bir doğal denge kurmuş iken, açılacak bu ilave kanal ile bu denge bozulacaktır. Yani Marmara Denizi’nin bir musluğu ve bir nefes almatahliyesi varken, iki musluk açılmış olacak ve Marmara’nın kendini temizlemesine imkankalmayacaktır. İstanbul, birçok bilim insanının bilimsel kanıtlarıyla ortaya koyduğu üzere Kanal İstanbul inşa edildikten sonra çürük yumurta gibi kokacaktır.

Kanal İstanbul’un çevresine kurulacak olan yeni şehir,doğaya düşmandır:

Kanalın çevresinde kurulacak olan yeni şehir, o bölgede mevcut olan tüm doğa örtüsünü ortadan kaldıracak ve o bölgeyi, halkın erişimine kapalı bir beton yığını haline getirecektir. İstanbul’un nefes alma kaynağı olan ormanları, doğal hayatın içindeki dereleri, doğal yaşamı; yabancı ve yerli sermayedarların, zenginlerin mülkiyetine geçirilerek bir rantalanı haline getirilecektir.

Müsilaj sorununa ilave olarak, Marmara’nın ölümü tümden gerçekleşecek ve tabuta son çivi çakılmış olacaktır. İstanbul’a su sağlayan havzalar, Kanal İstanbul Projesi’nin güzergahı ile çakışması nedeniyle zarar görecek, İstanbul’un sınırlı olan su kaynakları azalacaktır. Daha uzun mesafelerden yapılacak su temini çalışmaları ise halkımızın faturalarına ilave bedeller olarak yansıyacaktır. Kanal’ın çevresinde zengin ve yeni bir şehir kurulurken, bunun her türlü bedelini İstanbul halkı ödeyecektir.

Kanal İstanbul inşa edildiğinde İstanbul’un, ülkenin, bölgenin güvenliği tehlike altına atılacaktır

İktidar, tamamlanmakta olan ömrünü, ABD ve Batı emperyalizminin çıkarlarına hizmet edecek bir proje ile uzatmaya çalışmaktadır. Kanal İstanbul Projesi ve resmi ÇED Raporu’nda bahsi geçen yeni bir Çanakkale Kanalı ile Montrö Boğazlar Sözleşmesi ortadan kaldırılmaya ve Karadeniz’in güvenliği pazarlık konusu yapılmaya açık hale getirilmektedir.

Emperyalist politikalara ve NATO’ya göbekten bağlı olan iktidar, hem ABD gemilerinin Karadeniz’e boğazlardan geçişini kolaylaştırmak amacıyla Montrö Boğazlar Sözleşmesini rafa kaldıracak, hem de ülke kaynaklarını talan edecek olan rant amaçlı bu Kanal İstanbul Projesi ile halkın, canlıların yaşam hakkını gasp edecektir.

Dünya 5’ten büyüktür” diyerek; kendisinin, mazlum milletlerin savunucusu olduğunu iddia eden iktidar, emperyalist saldırı örgütü NATO’yu, ABD’nin savaş gemilerini Karadeniz’e davet etmekte ve ülkemizi, bölgemizi potansiyel askeri tehditlerin içine atmaktadır.

Ayrıca olası deprem ve savaş halinde; İstanbul’un Trakya ile bağlantısı koparılarak bağlantı, kanal üzerine inşa edilecek birkaç köprüye emanet edilmektedir. Ayrıca, Kanal İstanbul, düz beton zemine sahip olacağı için, benzeri birçok seferler yaşanmış olan İstanbul Boğazı deniz kazalarında olduğu gibi, büyük tonajlı gemilerin durdurulmasını sağlayacak doğal deniz tabanı topoğrafyasına sahip olmayacaktır. Dolayısıyla, çok yakın zamanda Süveyş Kanalı’nda yaşanmış olan kaza benzeri kazalar birçok seferler yaşanabilecektir.

Kanal İstanbul Projesi’nin temeli atıldığı propagandasına konu olan köprü projesini de, Kanal İstanbul’un inşa edilmesini de durduracak olan halkın örgütlü gücüdür!

Yarın geç olmadan, bu emperyalist talan projesine dur diyelim!

Kendilerini ve sermayedarlarını zenginleştirip, saltanatlarını sürdürmek için ülkeyi her açıdan çöle çevirenlerin, bölgenin, İstanbul’un güvenliğini ateşe atanların düzenlerini, kendileriyle birlikte tersyüz edelim!

NE KANAL NE DE SU HAVZASINA OTOYOL

NE KANAL NE SAVAŞ PAZARLIKLARI

YA KANAL YA İSTANBUL, YA KANAL YA ÜLKE

                                                                                                                                                                                                   SOL PARTİ EKOLOJİ ÇALIŞMA GRUBU

Kızılay Protestosu Nedeniyle 77 Üyemiz Yargılanıyor

BU DAVA ÇADIR SATANLARLA DAYANIŞMAYA KOŞANLAR ARASINDAKİ BİR HESAPLAŞMA DAVASIDIR

16.04.2024

Şeriata, Hilafete, Karanlığa Karşı Birlikte Yürüyelim

Aydınlık Ülke Yürüyüşleri

27.02.2024

Pusulada SOL Var

Devrimci Demokratik Cumhuriyet için SOL Var

23.02.2024

Sefalet Ücretini Reddediyoruz

Haklarımız İçin Mücadeleye

13.12.2023