DAVACIYIZ

Zeytin Alanlarını Yağmalayacak Yönetmelik İçin İptal Davası Açtık

Haber

AKP iktidarının emperyalist sisteme olan bağımlılığının ağır sonuçlarını yaşamaya devam ediyoruz. 1 Mart 2022’de Resmi Gazete’de yayınlanan Maden Yönetmeliği değişikliğine göre, “ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere” zeytinlik sahası madencilik faaliyetleri açılacak.

Yağma ve talanın önünü açan bu yönetmeliği REDDEDİYORUZ! Zeytinin, toprağın, tohumun hakkı ve memleketin geleceği için bu yönemelik iptali için DAVA açtık; bu davayı memleketine sahip çıkan herkesle birleşerek her bir zeytin ağacını kararlılıkla savunacağız.

Yoksullaşma, İnsansızlaşma, Topraksızlaşma
ve Ekolojik Yıkıma HAYIR

Bu düzenleme her ne kadar zeytinlik alanların taşınmasıyla ilgili görünse de aslında ülkenin tüm tarımsal alanlarında uzun yıllardır yaşanan bir yoksullaştırma, insansızlaştırma ve ekolojik yıkımın devamıdır.  1939 yılında, birinci dünya savaşı koşullarını, kıtlığı yaşamış Türkiye, 3573 sayılı konunla zeytin sahalarını koruma altına almıştır. Ancak, bugün sermayenin aç gözlü saldırının sonucu olarak bu koruma tümüyle kaldırılmaktadır.

Enerjide Çözüm Fosil Yakıtlar ve Zeytinlik Yağması Değil
KAMULAŞTIRMADIR

Enerji Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, ülkemizin enerji krizi içinde olduğu ve bu krizin aşılması için de kömür üretiminin önünün açılmak istendiği vurgulanmıştır. Oysa, Türkiye’de enerji krizinin sorumlusu olan fosil yakıtlara dayalı olarak tercihlerde bulanmak, enerji krizini çözemez. Diğer yandan da enerji krizini çözmek için kamulaştırma gibi köklü adımlar atamayanlar, gıda krizi ve kıtlığı tetikleyecek nitelikte adımlar atmaktadır. Atılan bu adım enerjinin teminin güvencesi olmayacağı gibi bu atılan adımda kamu yararı da bulunmamaktadır.

Yasama Yetkisi Şirketlere Devrediliyor

Anayasal açıdan zeytinlikleri düzenleyen özel bir kanun vardır. Bu kanuna aykırı olan Madencilik Yönetmeliği ile zeytinliklerin varlığının “zeytinlik saha” olarak değiştirilmesi Anayasa’nın 7.maddesine aykırıdır. Yasayı yönetemedik ile fiili uygulamalarla değiştiren ve bugüne kadar da Yatağan, Kemerköy, Tavas, Korkuteli, Balıkesir, Soma gibi sahalarda kömür çıkartmak için yaşanan zeytin katliamını toplumun hafızasındadır. Bu alanlarda şirketlere zeytincilik sahalarını boşaltmaya yönelik verilen izinlerin yasal güvence altına alınması, bu durumda kamu yararının görülmesi yasama yetkisinin şirketlere devredilmesi anlamına gelir. Egemenliğin kaynağı olan yasa yapma gücünün bu alanlarda faaliyet yürütmek isteyen şirketlere devri kabul edilemez.

Bu Yönetmelik İPTAL EDİLMELİDİR

Türkiye’de gıda, enerji, su, sağlık sorunları iç içe geçmiştir. Enerji konusunda atılacak adımlar, diğer sorun alanlarından bağımsız düşünülemez. Enerji bağımsızlığı ve egemenliği için Türkiye iklim adaleti perspektifine bağlı olarak, demokratik ve planlı bir strateji uygulaması gerekir. Bu strateji uyarınca da öncelikle de hukuka bağlı bir idarenin hayata geçirilmesi gerekir. Bu yönetmeliği düzenleyenlerin açık hukuku aykırılıktan haberdar olmadıkları düşünülemez. Olağanüstü koşulların varlığı ileri sürülerek, demokratik ve hukuka bağlı kuralların ilgasına yönelmek, yasa tanımaz bir yönetim anlayışı enerji ve gıda krizinin daha kökleşmesine ve derinleşmesine yol açar. Bu bağlamda da demokratik hukuk devletine bağlı bir yönetimin, yargı kararlarına bağlı olduğunu hatırlatma gereği duyuyoruz. Daha önce bu konuda bu konuda gerçekleştirilen yasa tanımaz adımların son verilmesi için derhal işlemlerin iptal edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

 

Katliam Yasasına Hayır

Hayvanlarla Birlikte Yaşamayı Savunuyoruz

26.07.2024

Suçlu Göçmenler Değil Emperyalizm ve AKP'dir

DEMOKRATİK VE İNSANİ ÇÖZÜM MÜMKÜN

02.07.2024

UZLAŞMAK MÜMKÜN MÜ?

Hayatla ölümü uzlaştırmak mümkün mü?

05.06.2024

1 Mayıs 2024

Ölümüne Koşan İktidar

02.05.2024